Bölge doğal gaz piyasaları açısından bu haftanın en flaş haberi hiç şüphesiz, Bulgaristran Başbakanı Boyko Borisov’un Gazprom’un Bulgargaz’a yönelik gaz tedarik fiyatında %40 indirim yapmasını duyurması oldu.
Söz konusu anlaşma, Ağustos 2019 yılından itibaren geçerli olacağı için, Gazprom Bulgargaz’a geriye dönük bir miktar ödeme de gerçekleştirecek.
Bu anlaşma kapsamında, Bulgargaz Genel Müdürü’nün basına verdiği bilgi çerçevesinde, Ağustos 2019-Şubat 2020 dönemi için nihai tüketicilere yönelik 150 milyon Bulgar levası (yaklaşık olarak 75 milyon Euro) geri ödeme yapılması da planlanıyor.
Şüphesiz bu indirim, Bulgaristan gibi ekonomik açıdan Batı Avrupa ülkelerinin son derece gerisinde olan bir ülke açısından son derece önemli.
***
Küresel doğal gaz fiyatlarının dip yapmasının nedenlerine geçtiğimiz haftaki yazımızda değinmiştik.
Bu durumun etkileri ve ne kadar süreceği, sadece uzun dönemli ve petrol ile petrol ürünlerine endeksli doğal gaz kontratları çerçevesinde ithalat yapan ülkemiz ithalatçıları tarafından değil, benzer kontratlar çerçevesinde tedarik gerçekleştiren diğer ülkeler tarafından da yoğun bir şekilde tartışılıyor.
Bulgaristan da bu ülkelerden birisi idi. Bulgargaz’ın %40 indirim sağladığı kontrat 2022 yılında sona eriyor.
2022’de sona erecek bir kontrat için Bulgargaz’ın aldığı bu yüksek orandaki indirim sadece bugün için değil, önümüzdeki dönem bölgesel gaz ticareti ve 2021 yılı sonunda Türk
Akım üzerinden ithal edilen 8 bcm kontratımızın sona erecek olması nedeniyle Türkiye için de önem arz ediyor.
Ayrıca, bu karar sonrasında, Türk şirketlerinin de 2021 sonunu beklemeden mevcut kontratlarda indirim sağlamak için Gazprom ile yürüttükleri görüşme trafiğini de hızlandıracaklarını düşünüyorum.
Bu bağlamda, söz konusu fiyat indiriminin arka planına ilişkin Bulgar dostlarımdan edindiğim bilgileri de bu yazı ile sizlerle paylaşmayı arzu ettim.
Makro perspektiften başlayalım; fiyat indirimine ilişkin konuştuğum tüm uzmanların referans verdiği iki ortak nokta bulunuyor. Birinci husus olarak, Türkiye’de birinci, ikinci, üçüncü enerji paketleri olarak bilinen AB mevzuatı ve ortak pazar çalışmalarının getirdiği faydalar öne çıkıyor.
İkinci husus ise, AB Komisyonu tarafından Gazprom’a açılan rekabet soruşturması bağlamında Gazprom’un kontrat hükümlerinde serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde düzenleme yapmayı kabul etmesi.
Hatırlanacağı üzere, Bulgaristan, Gazprom’um 2018 yılında Avrupa Komisyonu ile yaptığı anlaşma uyarınca kontrat içeriklerini revize etmeyi kabul ettiği sekiz ülkeden biriydi.
Özetle, Bulgar uzmanlar, söz konusu indirimin alınmasını esas olarak Avrupa Birliği tarafından yürütülen mevzuat çalışmalarına ve bu bağlamda tedarikçilerin liberal piyasa ilkeleri ile uyumlu hareket etmeye zorlanmasına bağlıyorlar.
Piyasalaşmaya yönelik güven, altı çizilmesi gereken en önemli husus olarak ortaya çıkıyor. Bu noktada,
yapılan anlaşmanın detaylarına ilişkin sorduğum sorulara aldığım cevaplar da bir hayli ilgi çekici.
Bulgar uzmanlar, 2022’de sona erecek olan petrol ve petrol fiyatlarına endeksli kontratın fiyat formülünün değiştirildiğini, formüldeki ağırlığın kabaca %50-50 oranında petrol ve petrol ürünleri ile TTF referans alınacak şekilde oluşturulduğunu söylüyorlar.
Bu güzel bir durum zira Gazprom’un Doğu Avrupa için TTF’i bir referans kabul etmekten imtina ettiğini biliyorduk.
Bu yaklaşımın değişmesinde, AB ile vardığı anlaşmanın yanı sıra, spot LNG kontratları için TTF’in de referans kabul edilmeye başlanması ve Bulgaristan’ın geçtiğimiz yaz Yunanistan üzerinden LNG alarak tedarik kaynaklarının çeşitlendirmeye başlamasının da etkili olduğunu düşünüyorum.
Bir süredir BOTAŞ’ın da spot LNG alımlarını TTF referansı ile gerçekleştirdiğini de not etmeden geçmeyelim.
Söz konusu kontrat revizyonu neticesinde Bulgaristan’ın doğal gaz ithalat fiyatı 160 dolar/bin metreküp seviyesine düşmüş durumda. Ancak bu seviye hala TTF ve NBP baz alındığında Kuzey Batı Avrupa fiyatlarının üzerinde seyrediyor.
Ancak yine de, Bulgaristan gibi toplamda 3 milyar metreküplik bir pazar olan bir ülke için alınan indirim oranı son derece kıymetli.
Gazprom adına benzer bir çetin pazarlık sürecinin, Bulgaristan örneğinden sonra Türk şirketlerle de yaşanacağını öngörüyorum.